Ekim 26, 2010 | By: ufukcel

The Whitest Boy Alive - Burning



Ekim 05, 2010 | By: ufukcel

How It Ends





   Bazen insanın aklı o kadar dolu oluyor ki uygun kelimeleri bulamamaktan korkar hale gelebiliyor. Tutarsız davranıyor, kendi cümlelerinin sonlarını okumaktan korkuyor. Ardışık paragrafları bitmeyecek diye endişeleniyor, argosuz duyguları yavan gelecek sanıyor. Kendini küçük düşürmekten zevk alıp, kanatlarının varlığını inkar edecek kadar kör hale gelebiliyor. Madem yaşadıklarım bu kadar yoğun, yazmam gerek diyor ama bir süre bu duygunun bile sıradanlaştığını görüp, beynine isyan etmeye başlıyor. Delirmenin sınırlarında dolaşıp kimseye tek bir laf bile etmiyor. Şimdiki zamanda kendi kendine konuşup gelecek zamandaki sanal aksine emirler yağdırıyor. Ortaya anlaşılması güç deli saçmaları fırlatıp, yürekten ettiği küfürlerle isyanına bile isyan eder hale geliyor. Ve ne yazık ki olan biteni kavrayabilecek kadar bile uykusundan uyanamamış duruyor.


Beynim bana oyun oynuyor. Kısa bir süre önce Donnie Darko tavşanıydım ben. Mad World...

http://fizy.com/#s/1kbyf9



   Bazen insanın gözleri o kadar çok şey görüyor ki uygun kişileri görmezden gelebiliyor. Gözlerin gerçekliğinden habersiz, ruhunu okşayan yalancı sözlere inanır oluyor. Duyduğu en güzel cümleler sana "yalanım ben" diye haykırsa da kulaklarını tıkayamıyor. Hayatının en güzel anlarını yaşadığını sanıp sahte, kendi kurduğu mantar evinde anıları, geçmiş sancıları ve yapamadıklarıyla yaşamaya çalışıyor. Kendi duygularıyla rekabet eder hale gelip, mutlu olmak için kendini zorluyor. Saçma olduğunu ancak gözlerini birisi açmaya çalıştığında görebiliyor. İşin kötü yanıysa bunu farkettiğinde kendini bir deha sanmaya başlıyor. Bir daha asla o sözlere, gözlere kanmayacağını sanıyor. Karanlık bir kuyu...


Beynim bana oyun oynuyor. Uzunca bir süre önce Alice'in beyaz tavşanıydım ben. Only a Dream...

http://fizy.com/#s/1dx1na



  Bazen insanın canı öylesine yanmak istiyor ki mutlu olmayı istemek bile mutlu edemiyor insanı. Kalbi deli gibi çarpıyor, gözleri onu arıyor ama bir şey engel oluyor doyasıya gülmesi için. Zorlama cümleler yazdırıyor o ellere ama içindekilerin hiçbirini çıkaramıyor ortaya. Kendinden genele doğru tespitler yapıp aslında daha da özele indiriyor meseleyi. Hakkında hiçbir şey bilmediği bir insanın aklından geçenleri anladığını söylüyor ve üstüne üstlük bir süre sonra bu insanı aynada görmeye başlıyor, öylesine içselleştiriyor ki yeni rolüne hazırlanırken hiç de zorlanmıyor oyunlarında. Hayatına bir film çekmek, ilk repliğin ondan gelmesini bekliyor ve tam da her şey hazırken, filminin en heyecanlı yerinde sıkılıp ne var ne yoksa yarıda bırakıp köşesine çekilebiliyor. Hayatımda gördüğüm en kötü senarist ve en başarısız oyuncu olmaya devam ediyor.


Beynim bana oyun oynuyor. Az önce sanırım aklımı kaybettim ben. How It Ends...

http://fizy.com/#s/106ef5


Bazen insan bir şeylerin farkına varıyor işte. Kesinliklere göz atmadan belki'lerle yaşamaya alışıyor ve hayatın böyle daha güzel olduğunu anlıyor. Biraz da olmayacak dualara amin, yaşanmayacak anlara olur demeye başlıyor. Mutlu olduğunu hissediyor, gözünü kapatıyor ve bu kez kendi başına hayaller kuruyor. Bitmeyecek şarkılar dinliyor, belki eskisinde kalan, etkisinde kaldığı bir hissi yaşatmaya çalışıyor. Neyin ne olduğuna bakmadan, nasıl gideceğine bakmadan, belki umut etmeye devam ederek, belki belli kısımlarında yalanlar söyleyerek ama kendini aldatmayarak gülmeyi istiyor. Bulutları kovalayıp, zorlama cümlelerine anlamlar katmaya niyetleniyor. Bu kez olmasını diliyor.


Beynim az önce iflas etti. Garip bir sessizlik var artık. Sadece hikayenin nasıl bittiğini merak ediyorum gerçekte.

http://fizy.com/#s/1lw8fr

Bir e-mail adresi girmelisin:

By FeedBurner