Ağustos 02, 2010 | By: ufukcel

Flying Over The Flowers



Gözlerimi kapadım, sadece rüzgarın sesi vardı kulaklarımda. Bal gibi kokuyordu sanki etraf, belki biraz da deniz. Zira denizi görmeyeli ne kadar zaman olmuştu? Esintisini ismini her duyduğumda hala hissediyorsam o kadar uzun süre olmuş olamaz aslında. Belki rüyalarımda görüyorumur hatta hala, belki bir gün gidebileceğimin hayalini kuruyorumdur en huzurlu zamanlarımda.

Uykusundan yeni uyanmış bir bebek gibi açtım gözlerimi. Kanatlarında birlikte süzülüyorduk. Ne hızlı ne yavaş... Sadece dikkat edenlerin görebileceği bir sakinlikte o çiçekten diğerine gitmek, usulca çimenlerin üzerinde gezinmek kimi mutlu etmezdi ki? Görüp görebileceğim en özlem dolu şarkıyı mırıldanıyordum ben tam da o sırada;

"Gör beni gör beni gör gel gözüm ol gör beni
Sar beni sar beni sar gökyüzüm ol
Uç beni uç beni uç yavru kuş ol uç beni
Geç beni geç beni geç kanadım ol"

Şimdi daha iyi anlayabiliyordum rüyalarımda neden O'nu gördüğümü her gece. Yalanlar söylüyordum herkese O'nu rüyalarımdan çıkarıp anlatınca. Bilmem, belki de O'nu dillendirince gidecek sanırdım rüyalardan. Kıskanırlar mıydı O'nu en güzel yerlerde hayal ettiğimi görseler? Korkar mıydı o zaman gözlerindeki arsız isteği görünce? Biraz daha tutunmamı sağlar mıydı kanatlarına o zaman yoksa? Her şeye karşı uçabilir miydi en istediğimiz yere doğru? Çok soru sordum yine. En son sorularımı sıraladığımda kaçmıştı benden, ardında ilk kez kokusunu bile bırakmadan. Susmamı istese söylerdi değil mi ama bana? -Ah yine soru- Oysa ben hiç bu kadar konuşan biri değildim. Kozamda sıkıntıdan çıkacak kanatlarımın hayalleriyle yaşardım; taa ki hayallerimi bile aşan bir çift kanatları görene kadar.

"Bence artık durmalıyız" dedi ansızın. Yorulmuş muydu ki sözlerimden? "En sevdiğim çiçekler bu mevsimde burada açar. Benim gelmemi beklerler her sene bu zamanalarda. En güzel kokuyu bulabilmek için hepsini dolaşmamız lazım. Şimdi burada anlatmam gerekenler var sana..."

"Küçük bir kelebekken bir düş kurdum. İçinde yeşil bir tırtılın boyundan büyük sözleri vardı. Durmadan kendine dünyalar yaratıp içine turuncu kelebeğinden parçalar koyuyordu. Bir süre sonra kendini anlatmaktan usanmış olmalı ki O'na öyküler yazmaya başladı. Kurduğu dünyada hep bir rol biçiyordu O'na. Her seferinde daha parlak, her seferinde daha ondan bir şeylerle süslü... Uyumaya alışkındı kozasında, gün boyu bıkmadan, usanmadan rüya görmek istiyordu. Artık rüyalarıyla gerçek hayatı karışmaya başladığında çıkıp gelmesini istiyordu hayalindeki en turuncu şeyin."

 Tam da anlattığı gibiydi her şey. Rüyalarım ne kadar O'nu içerirse o kadar daha uykuda kalmama değerdi. Rüyalardan gerçeğe dönüş yaptığımı hatırlatacak birkaç sözüne ihtiyacım vardı sadece. Ve en gerekli olduğu anda çıktı geldi sözünü tutup. Gitmemesi için kanatlarımın çıkmamasını dileyip, uzun bir süre üzerinde o çiçekten o çiçeğe gezebilirdim. En güzeli bulmak için O'na gezisinde yardımcı olabilirdim. Hatta isterse bir dümen olurdum, gözlerini kapatıp O'na hiç görmediği yerleri hayal ettirebilirdim. Gördüklerinin gerçek olduğuna inanmak bazen o kadar zor ki değil mi?

 "Uçarken artık havanın yağmurlu olması bile üzmüyor biliyor musun beni?" dedi turuncu öykülerin oyun hamurundan yapılma ilham perisi.

"Bu gece artık daha huzurlu uyuyabilirim o halde." diyebildim sadece. Sustum, O anladı. Yüzümdeki anlık tebessümün fotoğrafını çektiğine eminim. Ömrüm boyunca o anı bana hatırlatabilir böylece.




Ezginin Günlüğü - Martı

23 yorum:

Adsız dedi ki...

turuncuyu sevemedim hic.. artik daha farkli bakicam ruyalarinda ucusan sanki biraz korkan turuncuya -).
insanlar sanirim farkindalik seviyelerine gore kacisa dogru yonelip dibe kolay yol aliyo(r)lar ve ruyalardan, cesitli maddelerden, ya da olum provasi uykudan medet umuyolar. ben evet cok acizim, yazarak ya da anlatarak degil de cok ilkel yotemlerle icimdeki skntilardan kurtulmayi deniyorum her zaman, distan gorunen tum dengeli tavirlarima ya da hayatima ragmen.
yazidaki umut icindeki umutsuzluk temasinda ve fondan gelen marti seslerinde huzur bulsam da su an icin, defalarca basa alip dinledigim muzik kesildiginde eminimki yine yazdigim tum sacmaliklardan pisman olup zevk alamayacagimi bile bile gerceklere dalicam ve sayiari oldukca fazla olan benim gibi sacma diger insanlarin arasina karisicam..gercege donus surecinde turuncularin olsa da ve umut verse de, ve ve anlamli bakislar firlatsa da bu cirpinislar, icten ice kopuk insanlarda xanax etkisi yapar gecer gider yeni yikintilar birakip.
mutsuzluk dagitan biri gibi takilmak istemesemde sifat bulamadigim yazin ve yine "gor beni gor..." diyen su huznun uyumuna kendimi kaptirdigim su dakikalarda cumlemi nasil toparlayacagimi bilemeden sacmalamanin verdigi zevki ve yukaridaki cumlelerdeki celiskiyi gorebilecegin fantastik :P bi ornek sunuyorum su an.....tamamlayamadim, cok uykum var galiba ya da "ah sesim kisik sarki soyliyemiyiciimmm.. " diyen assolist yalanlari gibi bisey ya da bu sacmaliklar -)
bu gece huzurlu uyuyan herkesi bulutlarin asfaltina gezmelere goturmek istiyorum, huzurlarini calmak icin tabii ki..-) benimle gider misin?
imha eder misin falan filan.. ? -)

ufukcel dedi ki...

xanax etkisi yapacak başka şeyler bulmam lazım acilen. kendimi biraz uyuşturup sonra tekrar açığa çıkarmalıyım.

...çünkü gözlerim hep kördür...

bir şey buldum içimde geçen gece. ne huzur veren ne de huzurumu çalan. sadece bir ışık vardı. hayır hayır ılık bir rüzgardı. ya da her ikisi birden. sanki ona doğru gitsem kendimi daha çok hissedebilecektim. gözlerimi açtığımda pişman olacağımı biliyordum ama. hüzne varmam bundan belki de.

...hiç yaşamamışız gibi olacak sonunda, ben kendi yoluma gideceğim, sen kendi yoluna...

korkuyorum biliyor musun bazen yazmaktan? sanki sonra okuyunca içine çekecekmiş gibi geliyor, başkası için hiçbir şey ifade etmese de. artık yazamamaktan korkuyorum ardından. garip bi insan oldum çıktım iyice.

nazik teklifini geri çeviremeyeceğim bu arada -) hadi ver elini? -)

Adsız dedi ki...

bi sure kendi yolumda takilip tekrar dondum ama cok issiz buldum burayi..
yazdiktan sonra ben de bazen kendimden nefret ediyorum ve uzaklasmak istiyorum kendi yazdiklarimdan. seninkinden biraz farkli bi durum sanirim..kendinden korkmak gibi bisey..
geri cevrilmemek mutlu etti. tehlikeli bi kabul edis bu ama, bence tekrar dusun ve turuncu kelebekleri ucur lutfen cumlelerinin uzerinde.. kopuk gibi gozuksemde aslinda buradan kopmayan biri olarak israr etmek istiyorum ve bi haribo versem diyorum..? -)

melankolik melodi dedi ki...

öyle başını alıp giden sonra bıraktıklarına bir değişiklik var mı diye bakmak için dönenlerden misiniz sayın aymrilibord?
haribosuz kalasın diye beddua almaktan korkmuyor musunuz?

ufukcel dedi ki...

nazik teklifiniz için tekrar teşekkür ederim, yine geri çeviremeyeceğim ve az sonra kibarlıktan kırılacağım :P

bence buraların boş kalmasının nedeni sendin, hiç bende kusur arama yani. zaten şurada yazılanları okuyan kaç kişi var ki? sen, ben, o... o kadar. elim de gitmiyordu gerçi ne zamandır. iyi olu yazdığın -)

haribolarımı ne zaman alabilirim? bi tarih versen :/ sonra araya kaynayıp, kaybolup gidebilir de çünkü :/

aymalveysbord -)

Adsız dedi ki...

biraktiklarim korkutmadikca evet tekrar tekrar bakip degisimlerini takip etmeyi seviyorum sayin melankolik melodi. bu durum "bi-polar ruh hali"min en tutarli tutarsizligi oldugu icin insanlara bedduaya deger bulacak huzursuzluk verdigimi sanmiyorum ve beddua edilen araci makamin da bunun farkinda olduguna inaniyorum.
ben, sen, ve o kutsal 3lemesinde "sen" kisisinin arka bahcemi canli tutacagina inaniyorum ben. digerleri ya da "ben" ve "o" onemsiz detaylar bence diyerek mutevazilikten kirilma geregi hissettim birden -).
bir suru sey yazdim ve sildim tekrar tekrar ki okudukca kendimden skldim aymalveysbord...su an ne yaziyim, ne anlatiyim bilmiyorum ama kafam haribo teklifime ciddi takildi. arada nasil kaybolmaz diye kafa yormaya basladim bile ama ucu acik bi sekilde bu cumleyi bitirip sonucu belirsiz olan seylerin verdigi hazzi yasamak ve sana yasatmak istiyorum -)
her nerede olursan ol diye bi mottoyla...

ufukcel dedi ki...

neden sıkılıyorsun kendi yazdıklarından? ben bile sıkılsam da önce yazıyorum sonra zamanla sıkılıyorum. bence büyük bi fark var, denemelisin -)

ayrıca artık daha çok yazmaya çalışırım. hiç değilse bize uygun şarkılar koymaya çalışırım. yeter ki haribolarım hazır olsun -) gerisi hiç sorun değil inan ki -)

Adsız dedi ki...

kendimi yazdikca dengesiz buluyorum cunku ve bunun anlasilmasindan korkuyorum, "ben deli degilimm" sendromu -)aymbord da o kizginlikla silindi zaten. cok devrik cumleler kuruyorum sanki, bi onceki cumleyi okudumda..
cok anlatip, buralari isgal etmeyide dogru bulmuyorum. kisisel blogunu kirletmemeliyim baskisiyla, melankolik melodi karakterinin hakli buldugum kizginliginin siddeti arasinda bocalayarak su an yaziyorum bunlari -). beddua ederse ikimizede yeterli miktarda hariboyu tedarik edememe telasi sardi simdiden. kendimden de gectim, aurasina gittikce alistigim insani haribosuz birakmak istemem -)
hic degilse tek satir yaz gibi turk filmi repliklerine basladiysam haribo evet sart oldu.

ufukcel dedi ki...

sorun devrik cümlelerse bende onlardan bir orhan pamuk kitabı kadar var, korkulacak ya da silinecek bir yanları yok bence -)

arada kontrol etmen, hiç değilse yazdıklarımı okuman benim için çok önemli. hayata bakış açın, deli gömleğin, yer yer pembe yer yer bulutlu bakan gözlüğün ve güzel yazan klavyen bu blogu kişisel yapmaktan çıkarıyor. bence bu noktayı es geçme.

ayrıca bi haribo kesmeyebilir cümlelerimin tamamlanmasını. pazarlıkta iyi misindir? -)

Adsız dedi ki...

garip hersey..bugun bi kez daha yasadim bunu,yine bosluk.. anlatamamak katlanilmaz bazen icindeki sacmaliklari..gunes, yasadigin ortam, egitimin, cevrendekiler, ya da olumlu hersey kirilma noktalarini kurtaramiyosa sanirim tum olumsuzlugumla pazarlik dahil hic biseyde iyi degilim gibi bi cevap vermemi kacinilmaz kiliyor..biseyler kiriyosa ve tedavi edemiyosan kendini cok zor di mi hersey?

ufukcel dedi ki...

kırılma noktalarının farkına vardığından dolayı o kadar ayrıcalıklı bir yerdesin ki aslında bunun bilincinde değilsin. sinüs dalgaları çizer hayat/hayatım/hayatın... tepeyi gördüğün kadar dibin soğukluğunu da hissetmelisin. karışıklıklar, belirsizlikler, ters giden şeyler... hepsi birer araç seni aydınlığa kavuşturmak için. çok klişe gördüm kendime. kendime de faydası olur umarım bu dediklerimin. pazarlık konusunda iyi olduğunu biliyorum, kandıramazsın beni!

"we put round our world
chains that we denied
yes, we dreamed that we
were free
and this was our downfall
with no place to go
we drift eternally"

sözleriyle uyum sağlayamasam da feeling good şarkım var benim bi tane, belki yardımcı olur sana da;

http://listen.grooveshark.com/#/s/All+I+Want/2r4Dj8

Adsız dedi ki...

cok tesekkurler, kesinlikle yardimci oldu tatli ve iftariyelik bu parca.. -)
tamam, varim pazarliga.. iki kapagi acilmis hariboyla baslatirim.. -)

melankolik melodi dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
melankolik melodi dedi ki...

sizin güzel muhabbetinize parazit yapar gibi olmaktan çok hicap duyuyorum fekat asıl bedduamı eğer gider de buraları sessiz bırakırsanız alırsınız sevgili amrilibord. eğer düşündüğünüz sayın ufukcel kişisinin şahsi blogunu kirletmekse buralar kendisinin tekelinde değil zaten bunu size garanti edebilirim.
eğer dünya uzay ve samanyolu dahil bir çok meakanda kolalı haribo bulamazsanız beni hatırlayın derim...

ufukcel dedi ki...

güzel pazarlık yaptığını biliyordum ama beni nereden vuracağını bildiğini hiç tahmin etmemiştim!

kabul kabul kahrolası federaller beni kolalı jelibondan uzaklaştırdığından beri hasretim :/

Adsız dedi ki...

peki.. -)

ufukcel dedi ki...

çok çabuk teslim oldun bu kez :/
pekiymiş :(

Adsız dedi ki...

sen kabul edince ben de pekiyle siyrilmaya calistim pazarliktan -). ok, inatlasalim.."olmaz daha cok ugrastir beni!" gibi -P.
buraya cok bos yazmak istemiyorum, gerci onceden de cok dolu yazmiyodum ama bu aralar oldukca bos ve tepkisiz hissediyorum herseye karsi. depresif bi ruh hali bile degil, oldukca sacma.. savunmami yapiyim ona gore devam.. -)

ufukcel dedi ki...

hmm buna psikolojide "dalgalandım da duruldum sendromu" diyoruz biz. henüz kesin bir tedavisini bulamadık ne yazık ki :/

ama üzerinde çalışmalarımız sürüyor. seni denek olarak kullanmamıza izin verirsen daha çabuk yol alabiliriz aslında. fazla bulamıyoruz kabul eden :/

Adsız dedi ki...

ben firtina oncesi sessizlik diyorum ama sizin teshisinize de guveniyorum..
isin icinden biri olarak bilimsel bu calismaya denek olmayi zevkle kabul ediyorum o zaman. fakat sonuc alamazsiniz sanki -).
melankolik melodi kim acaba..kimdir, nedir, necidir, gibi sordum aslinda merakli teyze mode on..degil tabiiki, paranoid aymbord mode on gibi..

Adsız dedi ki...

yazdiktan sonra diger tarafa baktim ve kliselere oynamaktan sklmis birinin isyanini gordum ki verilen arayi da buna bagliyorum ya da bagladim. benimde mide bulantilarim olur, ciddi sekildeyse tum bagimi koparirim sebep olan seyle ama hafif mide bulantilarimda ara veririm senin yaptigini tahmin ettigim sey gibi..
tahmin edemeyecegim bi yerde istemedigim seylerle karsilasmak en fazla nefret ettigim sey. neden yaziyorum bunu buraya bilmiyorum ama ilginc seylerle karsilastim. korku gibi bisey bu..bi klise vardir ya "en buyuk zarari en fazla sevdiklerimden gordum" diye, bende en fazla beni sevdigini iddia edenlerden gordum ki en cok onlar midemi bulandirir. sevmiyorum bazen insanlari, ben de o insanlardanim bazen iste.. sevgili gunluk...diye sacmaliycam di mi yakinda..sevgili aymrilibord..

ufukcel dedi ki...

üzülerek söylemeliyim ki, haklısın. insan ilişkileri, gastrovasküler sistemini kötü yönde etkileyen tek insan evladı sen değilsin. bu sistemi bir yazıda daha kullanacağımı sanmıyorum, artistlik yapıyorum sadece mazur gör :/ kısacası midemi bulandırmıyor artık kusmaktan zevk duymaya başladım ben. üçüncü gözümü çıkartmam yakın. bir ışık görüyorum...

insanlarla iletişimde en az tüm insanlar kadar başarısızım mesela ben de. iki hafta kimseye tek kelime etmesem eksikliğini hissetmem. sanırım konuşmak, sonucunda da darbe yemek yoruyor beni de, siz insanlara da yaptığı gibi. noktaların gücüne inanıyorum ben yine de. üç nokta da güzel duruyor bazı yerler de hele...

melankolik melodi bu blogun sahiplerinden, benim 4 yıllık dostum ve senin -benle birlikte- büyük bir hayranın. ciddiyim! kişiliğini analiz etmeye çalışıyoruz birkaç yorumunu birleştirip, üstüne tartışıyoruz falan filan... son zamanlardaki merak ve araştırma konumuzsun yani. gönül ister ki ebedi konuk ol, sonra ev sahipliğine terfi et, banyoyu izinsiz kullan, mutfakta istediğin şeyi kullanarak yemek yap, ayakkabılarınla evin içinde gez... isterim bunu yani.

bence profesyonel birisini bulmuşken ben denek olmalıyım. bu fırsat insanın eline sık sık geçmiyor, tahmin edersin ki.

aymcastbord.

Adsız dedi ki...

gastrovasküler sistem karsisinda artist bi kelime bulamadigim ve kurdugum devrik cumleler icin cok fena ezildim -).
tesekkurler ayrica. iltifat karsilamada iyi degilim. mutfaga sokma beni ama -).

Bir e-mail adresi girmelisin:

By FeedBurner