Aslında böyle bir yerin olmadığının ben de farkındayım.
Sayfalar
Sahi Neler Olmuş?
- The Bishops - Nothing I Can Do Or Say - 12/16/2011 - ufukcel
- Everything Falls Apart - 11/18/2011 - ufukcel
- Breaking News - Coffee Cup - 9/10/2011 - ufukcel
- I Couldn't Spill My Heart - 9/3/2011 - ufukcel
- And It's Alright... - 8/5/2011 - ufukcel
Geçmiş zaman
- Aralık 2011 (1)
- Kasım 2011 (1)
- Eylül 2011 (2)
- Ağustos 2011 (1)
- Temmuz 2011 (1)
- Haziran 2011 (2)
- Mayıs 2011 (5)
- Nisan 2011 (2)
- Mart 2011 (4)
- Şubat 2011 (6)
- Ocak 2011 (4)
- Aralık 2010 (5)
- Kasım 2010 (3)
- Ekim 2010 (4)
- Eylül 2010 (4)
- Ağustos 2010 (4)
- Temmuz 2010 (7)
- Haziran 2010 (2)
- Mayıs 2010 (8)
- Nisan 2010 (9)
- Mart 2010 (1)
I Couldn't Spill My Heart
Kimse görmeyecek seni içimde. Bir anda yok olup içimde doğacaksın ve kendine geldiğinde olduğun yere hiç de şaşırmayacaksın. Tuzlu terini tenimle emeceğim, kanını damarlarıma dolduracağım, gözyaşlarından kendi çiçeklerime katacağım... İçimde öyle bir kaybolacaksın ki, bir süre sonra ben bile varlığını unutacağım. Gün gelecek uykularımda gördüğüm, değişmeyen rüyayı sana yormayacağım. Gün gelecek suyumda tadını duyamayacağım. Gün gelecek pastamın üzerinde ne kadar çok mum olduğunu göreceğim. Gün gelecek öleceğim... İşte o gün gel bana tekrar. İçimden öyle bir taş ki, sözlerimden öyle apansız çık ki, rüyama son kez öyle güzel doğ ki, geldiğinde bayramlarım olsun. Kalbimdeki maytaplara ateş ol, dilime söz, damarlarıma kan, ayaklarıma derman ol. Yürüyüp bana geldiğin yollara secde edeyim. Ayaklarındaki tozlarından kendime giysi yapayım. Aklımın alamayacağı, gözlerimin göremeyeceği, gittiğimde kalbimin duracağı cennetime götüreyim seni. İki perdelik dramımın son sahnesi ol, uykum ol, düşüm ol, cennetim ol, dilim ol, beni al, ben ol...
- Olduğum gibiydim ben. Ne gözlerimin rengini sakladım senden ne de kendimi. Apaçık, gün gibi ortadaydım sana. Renklerimiz uyuşmasa da tonlarımız benzerdi. Tuvala konduğumuzda ikimizin de birbirinden bir farkı olmayacaktı. Ruhumu emen son sülükten kurtulduktan sonra kendimi, kendi ellerimle sana teslim edecektim. Kalan gözyaşlarımı sana akıtacak, tenimin tadını senin kokunla dolduracaktım. Geçmiş zamana bakmam, başımı önüme çevirememem, ellerimin titremesini engelleyememem hep olmayacakları hayal etmemden. Yumruklarımı sıkıyorum şimdi karşında, yüzünü avuçlarımın içine alacak kadar yakınken sen.
Ölelim ikimiz de günümüz geldiğinde... Tek bir gözyaşı akıtmayacağım ardından. Rüyalarıma gireceğini, giremesen bile rüyalarımı yönlendireceğini biliyorum. İçimdeki biriken anıdan sen sorumlusun, beynimin içine sızmışsın, damarlarımda hayat arıyorsun. Gözlerim gözlerin olmuş, bir boşluk bulsan benim yerime geçeceksin görünür dünyamda bile. Feragat ediyorum tüm özlük haklarımdan, özgür bırakıyorum ruhumu -eğer artık beni kabul ediyorsa gerçekten-, kendime ötanazi uyguluyorum kendi zehrimle, rahat edemiyorum artık bir bedende iki canla... Çık, ya ben ol ya da bırak ben olayım. Güneşin gözlerimi kamaştırıyor, sesin kulaklarımda çınlıyor, resmettiğim her şeyde senin yüzünü görüyorum. Ustalık eserine hayranlıkla bakabilirsin. Nefes alan ve nefesine muhtaç olan bir köle yarattın. Dizlerim tutmuyor, yürüyemiyorum bile oysa. İçimden uçup git, yoksa kaybolacak suretim dünya üzerinden.
- Olduğum gibiydim ben. Ne sözlerimi esirgedim senden ne de elini bıraktım en zor anında. İçtiğim suyun tadının olduğunu senle anladım mesela. Bedenimde, önceden benim bile bilmediğim yaralarıma kabuklar yapıştırdım, konuşmamak için dudaklarımı diktim. Duymadım kimseyi, en sadık yanımı ortaya çıkardım. Büyüdüm içinde... O kadar büyüdüm ki artık kendimi taşıyamaz oldum içinde. O kadar büyüdüm ki kendimi tanıyamaz oldum içinde. O kadar büyüdüm ki seni öldürmek geçti içimden. O kadar büyüdüm ki çıkmayı denedim içinden . O kadar büyüdüm ki ağzıma geleni saydım kendime... içimden. Sorgulama beni, gitmek zorundaydım. Yargılama beni, bitmek zorundaydı. Bırakma beni, ben çok sevdim seni. Bırak beni, düşlerimde görmüyorum artık seni. Uçmalıyım artık... Her şeyi acısız ve plansız yapmalıyım. Aniden olmalı, tıpkı gelişim gibi...
Gitmeni istemedim. Kalmana engel olamadım. Yuttum seni boğazıma kadar indiğinde, hiç düşünmedim. Çıkarmak istedim seni bir boşluk yaratıp. Hiç düşünmedim, kalbimi delerken. Kimse görmeyecek seni içimde. Bir anda yok olup gideceksin... Üzüldüğümü görmemen için gözlerini kapatacağım kanlı ellerimle. Kara bir defter alacağım kendime ve duymayacağın şarkılar yazacağım sana. Sonra her şey geçecek... Acısız ve plansız...
The XX - Night Time
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Gogıl
Bunlar da Var
-
Don't Worry, I'm Yours (Jason Mraz vs. Bobby McFerrin vs. Israel Kamakawiwo'ole) by üfük
-
"Ne güzel..." Çok uzun zaman oldu. Fonda ne çaldığından haberim yok ama renkler kesinlikle mora çalıyordu. O gün bitmeyecek ...
-
Sabrımın tükendiği, heyecanımın kaybolduğu nokta, az ileride, sanki annesinin az önce "dokunma buna sakın" dediği vazoyu başarılı ...
-
Birbirilerini dinlemeyen insanları şimdi daha iyi anlıyorum, çünkü hiçbir boka yaramıyor, . Hikmet amcanın haklılığını herkes fark etmişte b...
-
A SHORT LOVE STORY
-
Mondros Mütarakesi'yle belirlenmiştir. Aksi belirtilmediği müddetçe her insanda geçerliliğini sürdürmesi, 3500 yıl süreyle garanti altın...
-
Gözlerimi kapadım, sadece rüzgarın sesi vardı kulaklarımda. Bal gibi kokuyordu sanki etraf, belki biraz da deniz. Zira denizi görmeyeli ne...