Kurmaca bir hayat benimkisi. Yormaya gerek yok kafanı boş yere, bir gün gelecek doğacağım; nasıl öldüysem. Korkarım sana ulaşamayacak kopardığım takvim yapraklarım. Savurduğum küller çoktan okyanus sularına karışmış olacak. Tuttuğum saatler tükenmiş, yazdığım yazılar uçmuş olacak. Son kez kokluyorum ve kitabımın arasına koyuyorum gülümü, Eco'ya nazire yaparcasına...
Döneceğim, dedi kadın. Bir gün nasıl gittiğimi umursamamışsan, geldiğimi de hissetmeyeceksin. Hayatın hakkında hiçbir şey bilmeden masallar okuyacağım sana günlerce. Hala canlı kalan yanlarına öpücükler konduracak, yaralarına yara bandı kelimeler yapıştıracağım. Görmezden geldiğin her ne varsa, tek tek hatırlatıp yüreğini sızlatacak, aklının oynadığı oyundan haberdar olmanı sağlayacağım. Oynadığım oyunun bir önemi kalmayacak ve günün birinde belki de seni affedeceğim. Gözlerinin içine bakarken, aklına giren, diline değen, yüreğini elleyen milyonlarca kadına aldırmayacağım. Kendimi beyninin kalabalığında bulmaya çalışırken sıkılmayacağım. Girdiğim yolda gördüğüm engellere takılıp usanmayacağım.
Takıntılı bir hayat benimkisi. Girdiğim yolda karşıma çıkan ilk eşiğe takılmayı görev edinmişim kendime. Aldığım yaralar, sardığım omuzlar, kanattığım canlar bunun yüzünden. Yutkunurken boğazıma düğümlenen kelimelerin farkına varamamam, aklıma gelen ilk cümleyi söyleyememem bundan. Takatimin kalmadığını anlamama yardımcı olacak kişiye tahammül etmem çaresizliğimden. Tutkunu olduğum kadınlar, gözlerime hapsettiğim sevgililer,her gün rüyama gelen deniz kızları... Olmayacağını düşündüğümde düştüğüm bir düş hepsi. Rahatsız bir ruhun, huzursuz sancıları. Huzursuz bir ruhun, sancılı öyküleri. Beyin ölümü gerçekleşmiş bir soysuzun son nefesinde görmek istediği gibi, elektrikli sandalyesine oturtulmuş idam mahkumunun son isteği gibi, her sabah tekrar tekrar ölen defolu bir hayatın yapacağı en iyi şey gibi... Gelmeni istiyorum bana. Arabesk ruhumdan çıkarıp, bedenimi sarmanı istiyorum.
Yalnız kalacasın, dedi kadın. Ne kadar aciz durumda olduğunu anlayacaksın ve hatalarından sıyrılmak, günahlarından arınmak için mumlar dikeceksin avuçlarına. İnandığın şeylere yakarmaya başlayacaksın. Ağlayacaksın ak düşen saçlarını gördükçe. Yorulacaksın yaptığın her şeyin seni bir adım dahi ileriye götüremediğini anladığında. Tütsülerin kokusuna bırakacaksın kendini, ölüme ulaşacağını sanacaksın. Hiç yaklaşamadığın bir ışığı takip edeceksin, tutmayan dizlerine hükmedemeyip yere kapanacaksın. Soyulmuş ellerini yukarıya açıp emanet ruhunu teslim etmek isteyeceksin. İşte tam da o anda yanında olacağım senin. Kuruyan dudaklarına parmaklarımı süreceğim, görmeyen gözlerinden öpeceğim, beni duymayacağından emin olduğum kulaklarına yanında olduğumu söyleyeceğim. Gittiğimi nasıl umursamamışsan, geldiğimi de hissetmeyeceksin. Ben masallarıma devam edeceğim, sen de uyumaya...
Yavaş bir hayat benimkisi. Çekip gitmeyen bir ruhum, toprağa yanaşan ama direnen bir bedenim ve bir türlü kanayamayan gözlerim var. Her şeyi görüyorum, her şeyi hissediyorum, her şeyi duyuyorum. Lanetimin geçmesine daha çok var, hiçbir şeye tepki veremiyorum. Uzaktan bir deniz kokusu duyuyorum, dudaklarıma yağmur suları değiyor, rüyamda yine o deniz kızını görüyorum... Uzanıyorum ama hiçbir şeye dokunamıyorum. Bir şarkı tutturmuşum rastgele, durduramıyorum...
Öleceksin, dedi kadın. Bir gün gelecek öleceksin; nasıl doğduysan. Ne hayalini kurduğun kadınlar ne söylediğin şarkılar yanında olacak o zaman yanında. Göremediğin günlere meydan okuyacaksın. Yapamadığın ne varsa, yağamadığın hangi yaprak varsa hepsine ulaşmaya çalışacaksın. Sonra, bir süre sonra, kısa bir süre sonra, ölümün senin için bir vuslat olacağını sanacaksın. Aldığın nefesleri birine borçlu olduğunu anlayacaksın ve utanan yüzünü kanayan ellerinle kapatmaya çalışacaksın. Hayatının sayfalarının tükendiğinin farkına varacaksın. Artık bir çıkar yolunun kalmadığını anladığında cesedini kendi ellerinle bana teslim edeceksin. Gelişine ne kadar sevinmişsem, gidişine de o kadar üzüleceğim. Anlatacak masallarım kalmayacak, dilimdeki şarkılar bitecek.
Garip bir hayat benimkisi. Bir gün varım, bir gün yok olacağım. Gelecek zamanlarımın tükendiğini anladığımda yerine keşke'li geçmiş zamanlarımı ekleyeceğim. Gelsen...
İyiyim ben... Gerçekten.
DeVotchKa - The Last Beat of My Heart by ceressa
Aslında böyle bir yerin olmadığının ben de farkındayım.
Sayfalar
Sahi Neler Olmuş?
- The Bishops - Nothing I Can Do Or Say - 12/16/2011 - ufukcel
- Everything Falls Apart - 11/18/2011 - ufukcel
- Breaking News - Coffee Cup - 9/10/2011 - ufukcel
- I Couldn't Spill My Heart - 9/3/2011 - ufukcel
- And It's Alright... - 8/5/2011 - ufukcel
Geçmiş zaman
- Aralık 2011 (1)
- Kasım 2011 (1)
- Eylül 2011 (2)
- Ağustos 2011 (1)
- Temmuz 2011 (1)
- Haziran 2011 (2)
- Mayıs 2011 (5)
- Nisan 2011 (2)
- Mart 2011 (4)
- Şubat 2011 (6)
- Ocak 2011 (4)
- Aralık 2010 (5)
- Kasım 2010 (3)
- Ekim 2010 (4)
- Eylül 2010 (4)
- Ağustos 2010 (4)
- Temmuz 2010 (7)
- Haziran 2010 (2)
- Mayıs 2010 (8)
- Nisan 2010 (9)
- Mart 2010 (1)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Gogıl
Bunlar da Var
-
Don't Worry, I'm Yours (Jason Mraz vs. Bobby McFerrin vs. Israel Kamakawiwo'ole) by üfük
-
"Ne güzel..." Çok uzun zaman oldu. Fonda ne çaldığından haberim yok ama renkler kesinlikle mora çalıyordu. O gün bitmeyecek ...
-
Sabrımın tükendiği, heyecanımın kaybolduğu nokta, az ileride, sanki annesinin az önce "dokunma buna sakın" dediği vazoyu başarılı ...
-
Birbirilerini dinlemeyen insanları şimdi daha iyi anlıyorum, çünkü hiçbir boka yaramıyor, . Hikmet amcanın haklılığını herkes fark etmişte b...
-
A SHORT LOVE STORY
-
Mondros Mütarakesi'yle belirlenmiştir. Aksi belirtilmediği müddetçe her insanda geçerliliğini sürdürmesi, 3500 yıl süreyle garanti altın...
-
Gözlerimi kapadım, sadece rüzgarın sesi vardı kulaklarımda. Bal gibi kokuyordu sanki etraf, belki biraz da deniz. Zira denizi görmeyeli ne...
2 yorum:
Ozlemisim -) harikaydi yine.. Aklina ve kalbine saglik diyorum..
Özlemişim yorum yapmanı :) iyi ki geldin :)
Yorum Gönder