Nisan 13, 2010 | By: ufukcel

Rubber & Soul

yapamadım...


bazı anlar oluyor işte, insan kendinden bile hesap sormak istiyor. bazı anlar oluyor, insan kendine bile yabancılaşabiliyor. bazı anlar oluyor, anlar sanıyorsun, kimse anlamıyor.


bıraktığımda uysal bir kedi yavurusuydun; aynı nasıl bulduysam seni. kendini hırpaladın, beni yordun, sesinin çıkmadığını bile bile vara yoğa bağırdın durdun, ben yoruldum. kendini arıyordun biliyorum. siyah giyerken hayal ederdin ya kendini hep hani, işte bu kez izin verdim tüm hayal unsurlarını siyaha boyamana bile. ne içindi hepsi? tüm dediklerimi yutup, kendimi başka hayallere adamam için belki. haklıydın.


- geçer mi bu günler de?
+ hangisi geçmedi ki...
- peki geçer mi bugünlerde?
+ ...
- tamam, son bir soru... geçtiğinde biz olacak mıyız tekrar?
+ illa biz olmak zorunda mıyız? alice ve beyaz tavşan olarak takılabiliriz bir müddet de. ben seni takip ederim, olur da takip etmezsem harikalar diyarı'nda yolumu bulamayacağımı bilirsin.


hayır anlamadığım nokta ne biliyor musun tam olarak? benimki de laf, ne zaman tahmin edemedin ki bir sonraki hareketimi... anlayamadığım şey kitabının önsözünde bile yer almama rağmen neden hep ayrılık cümlelerinde geçiyordu adım? kendi adıma bir soru işaretim bile yoksa neden üstüme bir karakter yapıştırdın peki? yeteri kadar ben olamamıştım zaten. o kadar karmaşık bir adam olmadığımı sen de biliyorsun. basitliklerimi ve rutinlerimi hain emellere alet ediyorum sadece, arada da ruhumu şeytana satıp aykırılıklar yapıyordum. hepsi bu. içimdeki matematiksel bilinmezliklerin ve çözülmeyen problemlerimin ne önemi vardı ki? hepsi hepsi hayat nasıl olsa.


+ biraz daha devam edersen diyalogların sonsuz kadar monoloğa dönüşecek. duymuyorum seni.
- sustum.


dünyada yazılmış en kısa bilim kurgu hikayesinin baş kahramanı olarak görüyorum artık seni.


----- spoiler -----
the last man on earth sat alone in a room. there was a knock on the door...
----- spoiler -----*


kurguludağım, programladığım şey sen değilsin artık eminim. ufak bir kod hatası var bir yerlerinde. biraz marmelat, biraz kekik kokusu var havada hep. insan dediğin hep gülemez ya... rahat bıraktım artık ruhunu. bu da içimde ne olduğunu anladığımı anlatan son cümle olsun. asla dile getiremeyeceğim son cümle. bir noktayla bitecek bu kez yazı. bitti.


[not düşülsün buraya diye sadece, şubat'ın 15'i.]

Bir e-mail adresi girmelisin:

By FeedBurner