Mayıs 11, 2010 | By: ufukcel

Yesterday's Mistakes



Üzgünüm... Bugün sanırım daha fazla kendim olamayacağım. Nedeni ne sensin ne de o... Biraz daha beynimle baş başa bırakırsan beni, sonsuza dek kısa devre modunda dolaşacağım. Üstelik bundan rahatsız olan tek kişi dahi olmayacak; senden başka. Neden biliyor musun?


Aynı böyle hava güneşliydi ilk tanıştığımızda da. Senin üstünde ne olduğunu hatırlamıyorum ama benimkinde biraz hüzün vardı. Ayrılıklar yaşamıştım, bozgunlara uğramıştım, yalanlar duymuştum, bir gram uykuya muhtaç kalmıştım, birkaç dostumun bile değerini bilemeyecek kadar aciz görüyordum kendimi, (düşün) arabesk tonlar vardı en hardcore anlarımda bile... Sonra ne oldu? Dünyadan olmadığına emin olduğum bir melek çıktı karşıma. Kokunu bir kez içime çektim belki ama o bile tüm ciğerlerime nüfuz etmene yetti. Gücüm yetmedi kaçmaya, hapsoldum kendi içime bir kez daha; bile bile...


Adımla hitap edince kızardım ya hep sana, bu kez bana tek kelime dahi etmiyorsun, gıkım çıkmıyor, duyuyor musun beni? Okuyor musun çince geçen alt yazılarımı? Mükemmele yakın olmaya başlamıştı oysa ki pandomim oyunculuğum. Kalp atışlarımla her şeyi anlatırım sanıyordum sana; bir kez yanılttın beni. Durduğunda sağanağın, anlarsın sanmıştım.


Ne yaparsan katlanmaya hazırdım. Bilirdim bir gün "biz" olacaktık. Hiç olmamışsak bile bir gün "sen"de "ben" olacaktım, emindim. Bir kez olsun beni kır(a)madığını yüzüne karşı da söylemek isterdim. Tüm küçük oyunlarının, başıma ağrıtan "mesut" hikayelerinin, gülen yüzümü astıran cümlelerinin, bitmek bilmeyen, gereksiz tanımlarının boşa olduğunu biliyordum. İki küçük oyuncuyduk ve ben rolüme daha başlamamıştım. Sen ise müthiş bir rol çıkartıyordun, üstüne düştüğü gibi.


Alıştığını biliyorum bana. Sen son bir kez daha git diyene kadar çekmeye razıyım bu ağır yükü. Göreceli bir hayatım olacak bundan sonra. Kime göre neye göre iyi olduğum yalnızca seni ilgilendirecek.


Ama şunu bil yeter; seni çok özledim.


Bu da böyle yarım bir yazı olsun.




Bir e-mail adresi girmelisin:

By FeedBurner